Render almak deyince genel olarak akla ilk gelen, bilgisayar programıyla yapılan çizimin renderını alıp gerçekçi bir görüntüye kavuşmasını sağlamaktır. Bunu böyle düşünmemiz çok normaldir. Çünkü mesleği yapan herkes 3Ds max, Lumion ya da bu gibi bilgisayar programları kullanarak render aldıklarını söylerler. Aynı şekilde İnstagram'da gördüğümüz öğrenci sayfaları da aynı durumdan söz ederler. Google’a da
yine “Render almak nedir?” diye yazdığımızda buna benzer tanımlar çıkarır önümüze. Hal böyle olunca bu durum zihnimizde böyle bir yer edindi.
Ben render almanın yalnızca bilgisayar programıyla yapılmadığını, okulda gördüğüm “Architectural Rendering Techniques“ dersinde öğrendim. Derse henüz başlamadan önce herkesin kafasında şu soru vardı. “Bize daha hiçbir program öğretilmedi biz bu derste ne yapacağız?” Sonradan öğrendik ki hiçbir şey bildiğimiz gibi değilmiş. O derste hiçbir bilgisayar programı kullanmadan birçok render çalışması yaptık. O yüzden bu konuya bir açıklık getirmek ve öğrendiklerimi sizinle paylaşmak istediğim için bu yazıyı yazma gereği duydum.
Render dediğimiz şey görselleştirme çalışmasıdır. Yani kâğıda veya dijital bir ekrana baktığımızda gördüğümüz çizimin gerçekçi görünmesini sağlamaya çalışmaktır. Biz içmimarlar ve içmimar adayları için, müşteriye veya hocalarımıza projemizi daha iyi anlatabilmek için harika bir yöntemdir. Evet bunu bilgisayar programlarıyla da yapabiliriz. Ve o şekilde yapınca ortaya harika çizimler çıkabiliyor. Sanki öyle bir yer varmış ve biri gidip fotoğrafını çekmiş gibi durabiliyor. Ama bilgisayar olmadan bunu el çizimlerimizle de yapmamız mümkün. Tabi ki bu yöntem o programların oluşturduğu fotoğrafı çekilmiş gibi etkisini vermeyebilir. Ama en azından mekanı ifade edebilmek için iyi bir yoldur ve bence eğlencelidir de.
Örneğin boyama yöntemiyle görselleştirme çalışmaları yapabilirsiniz. Bunun için, sulu boya, marker kalemleri, guaj boya gibi çeşitli malzemeler kullanılabilir. Ya da boyama yapmak istemiyorsak kolajla görselleştirme yapabiliriz. Farklı gerçek malzemeleri bulup bunları aynı kâğıt üzerinde birleştirerek yani kolaj yöntemini kullanarak mekanlar oluşturabiliriz. Tamamen kişinin hayal gücüne bağlı olarak bu seçenekler tabi ki artırılabilir. Farklı yöntemler de bulunabilir ve kullanılabilir.
İş yerlerinde tabi ki artık el çizimi tercih edilmiyor ve belki de biraz daha zahmetli gibi geliyor olabilir. Ama aynı zamanda eğlenceli de geliyorsa mutlaka güzel ürünler çıkaracaksınız. Zevk alırsanız sadece mutlu olmak için bile yapabilirsiniz. Ben bu yüzden boyuyorum. Bence siz de bi’ deneyin.
Yukarıdaki görseller modernizmin dönüm noktalarından biri olarak sayılan, De Stijl mimari akımına uygun olarak Gerrit Rietveld tarafından tasarlanan, Rietveld Schröder evinin tanıtım paftasını hazırlamak için markerlarla boyadığım çizimlerdir. İncelediğiniz için teşekkür ederim. Umarım beğenmişsinizdir.
İremnur Erdemi
Comments