İnsanoğlunun yaratılışından bu zamana kadar konar-göçer yaşam şeklinden yerleşik hayata geçiş sürecinde insan; yaşamsal faaliyetlerini yapabilmesi için barınacak coğrafyalar keşfinde bulunmuştur. Yerleşik hayata geçiş dönemlerinde ise sulak ve verimli toprakların bulunduğu bölgelere yerleşerek üretim (tarım) yapmaya başlamaları ile birlikte kentleşmeler bu dönemlerde ortaya çıkmıştır.
Kentleşmelerin sonuncunda enerji kaynaklarını kullanım artmış ve günümüze bilinçsiz bir şekilde tüketimler oluşmaya başlamıştır. Günümüz sorunu olan ve tehdit derecesine gelen bilinçsiz tüketimin karşısına çıkan bir kavram ile karşınızdayım; Sürdürebilirlik.
Peki bu sürdürebilirlik Nedir ?
İnsan ve doğa arasındaki uyumu sağlayarak enerji kaynaklarını yeterli minimumluk seviyesinde kullanımdır.
Mimaride Sürdürebilirlik
İnsanlığın doyumsuz bir dünya içerisinde bulunduğu şehirlerden, ülkelerden başka şehir ve ülkelere göçleri sonucunda konut talepleri artış göstermiş ve düzensiz kentleşmeler oluşmuştur. Kaynak tüketiminin %50’si ise inşaat sektörü nedeniyle gerçekleşiyor.
Göçlerin hiç bitmeyeceğini düşünürsek konut ihtiyacı hiçbir zaman bitmeyeceğine ve inşaat sektörünün aktifliğini koruyacağının belirtisidir.
Bu yüzden inşaat sektöründe bulunan herkesin en iyileştirici şekilde tasarımlar yapmaları gerekmektedir. Mimaride sürdürebilirlik başlığı altında neler yapmamız gerektiğine bakalım;
Genellikle üç kavram ile tasarım sürecini başlatmamız gerekmektedir.
Etik,Ekolojik ve Ekonomik.
Bir yapı tasarımını ele alırsak insan ve doğa ile uyumlu olup enerji kaynaklarını minimum seviyede kullanıp; yenilikçi, uzun vadede kullanım sağlayacak ve insan sağlığına zarar vermeyecek dönüştürülebilir tasarımlar oluşturmalıyız.
Rüzgar türbini ve güneş paneli gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını tasarımlarımızda kullanmalıyız.
Yapacağımız tasarımın bulunduğu coğrafyada bulunan malzemelerden oluşturmalıyız.Tabii ki farklı malzemeler ile güçlendirme ve dayanıklılığını sağlamalıyız. Bölgede ki oluşabilecek deprem,heyelan,erozyon gibi doğal afetlerin oluşabilecek kapasitesini ölçüp yapılacak tasarımın sonradan konumlandırılması gerekmektedir. En az derecede bakım çalışması gerektirecek tasarımlar olmalıdır. Tasarımınız da standart yapı malzemeleri yerine yeniden kullanıma uygun malzemeler kullanılmalıdır.
Dünyanın birçok coğrafyasında sürdürebilir mimariye verilen önem artmıştır.Küresel ısınma ve enerji kaynaklarının azalmasıyla yenilikçi binalar örneklerini görebiliriz. Aralarından seçtiğim iki örneği inceleyelim.
İlk önce bulunduğumuz zaman diliminden çok geriye gidip ilk örneğe bakalım;
YILLARA DAYANAN YEMEN EVLERİ
Taş,toprak ve kerpiçlerden yapılan ayrıca bazalt kullanılan Yemen evleri doğa ile uyumlu yenilenebilir malzemelerle günümüze kadar özelliklerini koruyarak gelmiştir.
Dünyanın ilk gökdelenlerinin Yemen’de olduğu ve Ad kavmi tarafından yapıldığı söylenmektedir.
UNESCO tarafından koruma altında olan 3 bin yıllık Yemen evlerini genellikle başkent Sonâç ve Hadromut şehirlerinde rastlayabilirsiniz.
Yemen evlerinin en genci 800 yıllık olmasına rağmen,insanlık tarihinin ilk apartmanları olarak bilinmekte ve hala yaşamını sürdüren insanlara ev sahipliliği yapıyor.
KINGSMEAD İLKÖĞRETİM OKULU
İngiltere’de bulunan bir ilkokul White Design tarafından hem eğitim hem de yapı anlamında sürdürebilirlik kavramını öğreterek hayata geçirmiştir. Yapının içerisinde bu kavramın öğrenciler tarafından görülebilmesi için de ince tasarım düşüncelerine imza atmışlardır.
Northwich, Cheshire, İngiltere’de bulunan Kingsmead İlköğretim Okulu örnekleri arasında en iyilerden birisi olup bir çok tasarımcı, eğitimci tarafından takdir edilmiştir.
Tasarımda yenilenebilir enerji kaynakları, sürdürülebilir malzeme kullanımı, doğru yapılan bir yalıtım ve yağmur suyu kullanımı ile Kingsmead İlköğretim Okulu başlı başına bir sürdürebilirlik abidesidir. Yapının tasarımını White Design’ın yaptığı Kingsmead İlköğretim Okulu, Wilmott Dixon ve pencere tedarikçisi Velux arasındaki ortaklığın eseridir. Mühendislik hizmetlerinin konsept dizaynı Arup tarafından yapılan binanın ana yapı elemanı sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen kerestelerin yapıştırılarak lamine edilmesinden oluşturulan büyük ahşap çerçevedir.
Dış duvarlarda ahşap kullanılmasına rağmen iç bölme duvarlarda beton bloklar kullanılarak bazı termal kütleler uygulanmıştır. Binanın çatısında da geleneksel çatı uygulamalarının aksine ters çatı uygulaması yapılarak çatı üzerine düşen yağmur suyunun daha verimli toplanması sağlanmıştır. Böylece hem çatı olukları ve yağmur borularından tasarruf edilmiş hem de gri su kullanımı sağlanarak şebekeden gelen temiz su kullanımı azaltılmıştır. Bu projeye özel, çocukların kısa bir sürede ne kadar çok yağmur suyunun toplandığını görebilecekleri elektronik bir panel tasarlanmıştır.
Kingsmead İlköğretim Okulu’nun aydınlatmasında da mimarlar tarafından , tüm ana mekanlarda doğal aydınlatma kullanmaya çalışarak güneş ışığını pencerelerden ve çatı pencerelerinden alacak şekilde tasarlamışlardır. Işığının yetersiz kaldığı alanlarda da gün ışığı sensörleri kullanılmıştır.
Ve buna benzer birçok örnek olmasına rağmen daha fazla örnek olmasını umuyoruz. Biz mimarlar, içmimarlar, mühendisler, eğitimciler kısacası insanlık olarak yaşadığımız Dünya’yı sevip değer vermemiz gerektiğini her gün kendimize söylemeliyiz.
Bir şeyleri sürdürebilmek için değer vermeliyiz.
Doğaya,kendinize ve geleceğinize değer verin.
Teşekkür ederim.
Girne Amerikan Üniversitesi
Çiğdem Çak
Comments