Başlıktanda korkacağımız üzere, korkacağımız diyorum çünkü çoğumuz için üniversiteyi tamamen İngilizce okumak korkutucu olabiliyor. Öte yandan artıları göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Öncelikle İngilizceden veya herhangi bir yabancı dil öğrenmekten korkmamamız gerekiyor. Çünkü çoğu zaman gereksiz gözümüzde büyütüp, zorlaştırıp işin içinden çıkamaz hale geliyoruz. Gerek İngilizce, gerek herhangi başka bir şey olsun önceliğimiz onu sevmek olmalı. Sevdikten sonra da üstüne gitmek. Bir çok öğrenci İngilizceyi öğrenmekte zorlanır, gerekli çaba ve istikrarı göstermeden bırakır çünkü yapamayacağını düşünür. Bunu yenmek, yeni bir dil öğrenmek seni diğer insanlardan farklı ve özel kılar. Bildiğimiz üzere İngilizce uluslararası bir dil. Bu sebeple de artık bilmemek gibi bir lüksümüz kalmadı. “Bir anda bu dili hayatımıza nasıl hakim edebiliriz? Bölümde bizi neler bekliyor?” 3 ana soru üzerinden özetlemeye çalışalım.
1)İngilizce bölüm okumanın faydaları nelerdir?
En büyük artısı, diplomanda İngilizce yazacaktır. Ek olarak mimari terimleri direkt İngilizce gördüğün için daha sonra yurtdışına gittiğin zaman bunlara ek olarak çalışmana gerek kalmayacak. Globalleşen dünyada bir dünya vatandaşı olabilmek için İngilizce biliyor olmanın gerekliliğini hepimiz biliyoruzdur. İlgili olduğumuz bölümle ilgili dünyadaki gelişmeleri takip etmek, yapıların kalbini, tarihi eserlerin dilini anlayabilmek için İngilizce biliyor olmamız şart. Yurtdışı hayali kurmayan bir Mimarlık Fakültesi öğrencisi düşünebiliyor musunuz? Avustralya’nın Sidney Opera Evi’ni, Hindistan’ın Lotus Tapınağı’nı, Fransa’nın Eyfel’ini görmek kimin hayali değil ki?
2)İç Mimarlık bölümünü İngilizce okumak için hangi seviyede bir bilgiye sahip olmak gerekiyor?
Öncelikle kendimden örnek vermek istiyorum. Ben B2 seviyesiyle bölüme başladım, hazırlığı geçtim fakat benim de eksikliklerim o kadar fazlaydı ki. Zaman geçtikçe, çalıştıkça seviye ister istemez artış gösteriyor. Dersler zaten yoğun, İngilizce çalışmakla kim uğraşacak derseniz de, dersleri İngilizce işlediğimiz, İngilizce not aldığımızdan dolayı ister istemez olaya dahil oluyoruz.
3)Jürilerde İngilizce sunum nasıl yapılıyor?
Öncelikle söylemek istediğin her şeyi bir metin halinde hazırlayıp çalışman gerekiyor. Kritikleri Türkçe İngilizce karışık alabilirsin ama bu okuldan okula farlılık gösterebilir. Ben, okulda geçirdiğim süre boyunca Türkçe konuşmaktan kaçındım belki de bu yüzden bu duruma kolaylıkla alıştım. Şimdi 2.sınıfa geçtim ve aslında korkacak hiçbir şeyin olmadığını şimdilerde daha iyi anlıyorum çünkü işin temeli cümle kurmayı bilmek çünkü Türkçe yazıldığı gibi okunur, İngilizce de ise durum öyle değil. Farklı harflerin birleşimi ile kelimeler farklı şekilde telaffuz edilebilir. İşte tam da bu yüzden konuşurken veya yazarken zorluk çekiyoruz. İngilizce okumak isteyen arkadaşlar için önerim grameri çok iyi öğrenmeleridir. Özellikle de eğitim hayatını Türkiye’de sınırlı kılmak istemeyen arkadaşlar için İngilizcenin yanında farklı bir dil daha öğrenmelerini tavsiye ederim.
Sunumlarda ise hazırladığın kağıttan da okuyabilirsin fakat etkili bir sunum için önceden metne çalışıp aldığın küçük başlıklardan bahsetmek her açıdan daha doğru. Sunumu etkili yapmak, akıcı konuşmak elbette önemli ama asıl önemli olan ortaya nasıl bir iş çıkardığın.
Ludwig Wittgenstein’in çok sevdiğim bir sözü var. Onu sizlerle paylaşıp yazımı sonlandıracağım. “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Ben kendi dünyama sınır koymak istemedim, siz de benim gibi düşünüyorsanız üniversitede %100 ingilizce okumaktan korkmayın. İngilizceden korkmayın. Yeni bir dil öğrenme fikri size korkutucu gelmesin, heyecan versin. Sınırlarımızı aşacağımız yarınlarımız olsun. Kendinize iyi bakın!
Bilge Yeniçeri / bilgeyeniceri98@gmail.com
TED Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
2.sınıf öğrencisi
Comments