Çağımızın hastalığı olan bu ironik isimli hastalık neymiş gelin birlikte bakalım. Daha önce hiç duymamış olanlar eminim ki kaşlar çatık "Hasta mı bina?'"düşüncesi ile baş başalar. Neyse çok uzatmadan yazıma geçiyorum.
Hasta bina sendromu, sürekli kapalı alanlarda çalışan ve yeterli temiz hava alamayan insanlarda görülen halsizlik, baş ağrısı, cilt kuruluğu, sersemlik hissi, bulantı, gözlerde batma, burunda tıkanıklık ya da akma gibi belirtiler göstererek ortaya çıkar. Belirtiler genellikle havalandırması yeterli olmayan veya havalandırma sistemi düzenli olarak temizlenmeyen iş merkezleri, ofis binalarında çalışan insanlarda görülür. Bu binalarda enerji tasarrufu yapmak için pencere kullanmazlar. Peki nasıldır bu enerji tasarrufu? Binalara dışarıdan içeriye soğuk/sıcak hava girmesi ve içerideki soğutulmuş/ısıtılmış havanın dışarı çıkması engellenerek enerji tasarrufu sağlanır.
Lakin bu binalarda artık ‘iç mekan kirliliği’ diye bir şey oluşmaktadır. Çünkü aynı havanın sirkülasyonu mevcuttur. Gel görelim ki tasarruf adı altında yine insan sağlığına kast eden insandır. Umalım ki bu tip binaların havalandırma sistemi mimari prensiplere uygun yapılmış olsun. Lakin uygun olsa niye bu hastalık baş göstersin? Minik bir tartışma konusu açıp, sizi bununla baş başa bırakırken ben yazıma devam ediyorum. Ben zaten bu yazıyı yazarken ah ah kutu iş merkezi mimarisi diye ah çeke çeke hepsini yıkmış olmalıyım. Bence son derece görsellikten de uzaklar. Her zaman olduğu gibi bu seferde canım dünyamda insan sağlığı ve refahı yerine, rant, para gibi aslında ucuz meselelerin daha ön planda olduğunu görüyoruz. Neyse ki özellikle gelecek nesil daha bilinçli geldiği için gelecek mimarlara, iç mimarlara güvenim tam. Her zaman diyorum gençler bir silkinin çünkü gelecek biziz. Yaşadığımız dünya gerçekten güzel ve yaşamaya değer.
Sizleri her şeyin bizim için olduğunu fark etmeye; insan sağlığı, mutluluğu, huzuru ve refahı için çalışmaya, üretmeye davet ediyorum. İnsanların kalbinde tekrar umut, merhamet, saflık ve masumiyet üremesi dileğiyle... Bu hastalığa yakalanan arkadaşlarımıza doktorlarımızın tavsiyesi ise 1-2 gün temiz havayı düzenli solumak ve vücudun bir robot olmadığını fark edip onu dengede tutmak. Naçizane benim tavsiyem ise durma insan doğaya dön! Ruhunun ait olduğu yere.
Bunu maalesef birçok insanımız yapamasa da onlara da bir tavsiyem var. Unutmadım sizi iş merkezi insanları :)
Bol bol sahil kenarına gidin; parklar, bahçeler ve yeşil alanları gezin ve saf oksijeni ciğerlerinize doldurun.
Sevgiler.. Şule Nur Ekşi
Comments