
İlham, ‘esin‘ demektir, ilham etmek (veya vermek) ise ‘içe doğmasına sebep olmak, esindirmek’ manasına gelmektedir. Yani ilham tasarım sürecinin bir parçasıdır, onu başlatan şey biriktirdiklerimizdir. Peki birikim nedir?
Öncelikle projeyi her yönüyle tanımak ve içselleştirmekle başlayabiliriz. Problemlerimizi, artılarımızı ve eksilerimizi öğrenmek ve problemlerimizi artıya dönüştürmeyi unutmamalıyız. Ve birikim bu sırada devreye giriyor! Artık bir tasarım hikayesinin içinde rotamızı belirlememiz gerekiyor. Çok fazla araştırma yapmalı ve çok çalışmalıyız. İlk olarak benzer projeleri araştırmakla başlayabiliriz veya proje tipinin en iyi örneklerini. Ve büyük bütçeli, popüler her projenin doğru örnek olamayacağını unutmadan! Birden fazla uygulamadan,kütüphanelerden, birçok dilde, sekmeler birbiri ardına açılana kadar çok fazla araştırmalıyız.Hatta gidip en yakınlarını görmeli, dokunmalıyız tasarıma, onu yaşamalıyız. Esinlemek böyle mümkün olabilir.Yeni bilgiler ışığında kendinle harmanlayarak ancak farklılığa erişebilirsin.
Bir proje kolay oluşmuyor doğrusu, üstelik yeni başlayanlardansanız. Elde ettiğimiz tüm bilgiler başladığımız noktaya ışık tutar ve artık projeyi hikaye yönetmeye başlar.
Asıl yaratıcılık evresine geçmemiz gerekiyor artık, ilham bizi her yerde bulabilecek bu evrede ! Bazen çok alakasız bir nesnede, alakasız bir mekanda. Ve asıl önemli olan mekan değil bize çağrıştırdıkları. Eskiz üzerine eskiz karaladık, olmuyor diye isyan etmeden sabırla bekledik şimdi ilham perisini. Bizi bir yerde bulacak elbet. Önemlisi bizi bazen geçmişimizde, bazen hayallerimizde bulacak. Okuduğumuz bir kitapta veya bir şiir dizesinde… Yani ilham bize doğru koşmadı en başından beri biz ona koşarak gittik tüm emeğimiz ve birikimimizle. Ve bizi buldu. Peki bulduktan sonra her şey bitecek mi?
Bir fikrimiz olabilir, kötü veya iyi fakat geliştirilmeyen bir fikir yok olmaya mahkum olabilir! Bu yüzden artık fikrin bulunduğu rahatlığına kapılmadan -nasıl olsa fikir iyi- öğrenci gafletine düşmeden sabırla çalışmaya devam etmeliyiz. Ve yeni problemleri dinleyip onları anlamalıyız. Çünkü artık en keyifli aşamadasınız, her şey kaleminizle birlikte akmalı. Çünkü çözümlerden keyif almalı ve daha iyisini yapma derdine düşeceksiniz. Projenizi gözünüzden sakınıp, el değdirmeyeceksiniz.
Son aşama ise onu en iyi biçimde sunuma hazırlamak. Biten bu koca projeyi yetiştirmek kaldı bir tek geriye... Onu da biz öğrenciler çok güzel hallederiz.
Özge KAYA
İçmimarlık ve Mimarlık 4. Sınıf Öğrencisi
Komentar