Yüzyıllardır konut biçimlenişi söz konusu olduğunda daha büyük konutlar her zaman revaçta oldu. Bir konutun büyüklüğü sahibinin gücü ile eş değer sayıldı. Ancak modern zamanlara geldiğimizde bu anlayış yavaş yavaş değişmeye başladı. Son yıllarda birçok insan, evlerinde küçülmeye giderek mikro boyutlarda denebilecek yerlere taşındı ve minik evlerde yaşamak bir akım haline geldi. Peki, insanları bu çılgınca görünen karara iten tam olarak nedir?
Neden Küçük Ev?
Küçük ev dendiğinde herkesin aklında canlanan boyut başka olabilir. Ancak daha küçük yaşamaya başlayan insanlar söz konusu olduğunda gerçekten ‘küçük’ evlerden bahsediyoruz. Bu evler 18-20 metrekareden başlayıp en fazla 50 metrekareye kadar çıkan boyutlara sahip.
Alan bu kadar dar olunca minik evlerde işlevsel olmayan hiçbir şey barınamıyor. Zaten ev sahiplerinin istediği de bu. Hayatlarında küçülmeye giden insanların birçoğu, bunu mevcut sistemin dışına çıkabilmek için yapıyor. Tüm dünyayı içine sürükleyen tüketim çılgınlığından sıyrılan ve gerçekten ihtiyacı olan ürünler ile ihtiyacı olduğu kendisine telkin edilen ürünler arasındaki farkı görebilenler, fazlalıklarından kolayca kurtulabiliyor. Fazla eşyaya boğulmuş hayatlarının kendilerini engellediğini düşünen birçok kişi çareyi daha minimal yaşamakta buluyor. Böylece alanları dar olmasına rağmen etraflarını saran kalabalıktan kurtulup daha özgür hissedebiliyor, kendilerini ve yeteneklerini yeniden keşfedebiliyorlar.
Küçük evlerin son yıllarda bu kadar tercih edilmesinin arkasında elbette ekonomik sebepler de yatıyor. Günlük hayatlarında ihtiyacı olmayan ürünlere para vermeyen insanlar bile kira, faturalar vb. birçok masraf içinde ekonomik açıdan yeterince özgürolamıyor. Hayallerini gerçekleştirmek için yeterli maddi kaynağı bulamıyor. Bazı durumlarda da ilerisi için para biriktirmek isteyen insanlar hayatlarında küçülmeye gidiyor. Hayatın genel anlamda pahalı olduğu bir çağda yaşadığımızdan, özellikle genç yetişkinler maddi konular hakkında olabildiğince az endişelenmeyi tercih ediyorlar. Daha küçük alan hem daha az masraf hem de daha az çaba gerektirdiğinden çoğu kişi bu şekilde yaşamanın kendilerine daha fazla kaliteli zaman yarattığını düşünüyor.
Herkes İçin Küçük Ev!
Minicik alanları ile bu evler bir kişiye bile zor yetecek gibi görünebilir. Ancak işin aslı, bu evleri tek başına yaşayan insanlar kadar çiftler ve aileler de tercih ediyor. Kendi işlerini kurmak, dünyayı gezmek gibi hayalleri adına para biriktirmek isteyen birçok çift daha fazla birikim yapabilmek için küçük evleri tercih ediyor. Aileler de genelde üniversite ve sonrası için çocuklarına bir birikim sağlayabilmek amacıyla bu tarz bir karar alıyor. Yani çoğu kişi bu yaşam tarzını bir çeşit kaçış olarak görüyor. Haksız da sayılmazlar zira bu evler ile isterlerse gerçekten kaçabilirler!
Netflix’te yayınlanan ‘Tiny House Nation’ isimli programda farklı sebepler ile küçük evlere geçmeyi tercih etmiş birçok insanın hikayesi anlatılıyor. Bu insanların hayat tarzları için özel çözümler geliştiriliyor ve onlara istedikleri zaman araçlarının arkasına bağlayarak yanlarında götürebilecekleri evler inşa ediliyor!
Programa birçok aile de katılıyor ve bu insanların yetersiz alanları yüzünden sevdikleri ile iletişim kopukluğu yaşamaması için özel bir çaba gösteriliyor. Müşterilerin, aileleri ziyarete geldiğinde uyuyabilecekleri alanlar, gerektiğinde tüm misafirleri ağırlayabilecek yemek masaları gibi çözümler ile evlerin, herkese kucak açması sağlanıyor. Ayrıca gerekirse o küçücük alanda kişiye özel bölgeler oluşturuluyor, kişisel alan sağlanarak fazla yakın yaşamanın getirebileceği gerginlikler önleniyor. Eğer çocuklu bir aile için ev yapılıyorsa çocuğun mutlaka kendi alanı olması sağlanıyor. Böylece bu minik kutular, içinde yaşayan herkese gerçek bir ev gibi hissettiriyor!
Aracınızın arkasında taşıyabileceğiniz minik evler dışında dünyada birçok yerde de ‘kapsül apartman’ olarak geçen daireler mevcut. Bu dairelerin birçoğu yenilenme süreci geçiren eski binaların içine yapılmış ve eski altyapı üzerine modern çözümler getirmeleri amaçlanmış. ‘Never too Small’ isimli Youtube kanalı da bu tarz evleri bularak mimarlar ile biirlikte bu mekanların analizini yapıyor.
Evler, eldeki küçük alandan maksimum verimi alabilmek için zekice tasarlanmış birçok detaya sahip. Gizlenebilen mutfak, açılıp kapanan sehpalar ve yemek masaları bunlara birer örnek. Ayrıca doğal ışık da en önemli tasarım faktörlerinden biri. Bu kadar küçük alanların yanlış aydınlatmalar ile insanlara boğucu hissettirmesi çok kolay. Ferahlık hissini artırmak için mimarlar doğal ışıktan mümkün olduğu kadar faydalanmaya çalışıyor. Zira çoğu durumda yapının şartlarından ötürü fazladan pencere açmak gibi bir seçenekleri bulunmuyor.
Yaygınlaşan bu yaşam tarzının, ortaya mimari olarak nitelikli örnekler çıkarması, bunun geleceğin yaşam tarzı olabileceğini düşündürüyor. Her geçen yıl daha fazla insan hayatında küçülmeye giderek daha minik yerlere taşınıyor. Ancak birçok kişi bu alanlarda eski alışkanlıklarını devam ettirme eğiliminde. Bir kahve makinesi koymanın dahi mutfak tezgahını dolduracağı durumlarda zekice tasarımlar gerekiyor. Bu evler, ne kadar küçük olduklarından bağımsız olarak tam fonksiyonlu hallerini devam ettirmek zorunda. Dolayısıyla tasarımcıların kimi zaman 30 metrekare dahi olmayan bir alana diğer her şeyle birlikte tam donanımlı bir mutfak sığdırması gerekiyor. Bu, mobilya ve konut tasarımında yeni ufuklar açan ancak zorlu bir görev. Dar alanlar insanlara az ile yetinmeyi öğretirken özenli tasarımlar modern çağın vazgeçilmezi konfor elementini sağlıyor.
Son yılların bir başka trendi minimalizm ile de paralel olan bu yaşam tarzı, ilk bakışta çoğu kişiye uygun görünmeyebilir. Ancak bu evlerin ortalama bir tam donanımlı ev konforunu neredeyse onda biri fiyatına sunması onları şimdilik en iyi seçenek yapıyor. Üstelik mevcut örnekler küçük yaşamanın her tarzdan yaşama uyabileceğini de kanıtlıyor. Kim bilir, konut biçimlenişinin geleceği gerçekten buradaysa belki de erkenden küçülmeyi denemek gerekiyordur.
Ecemnaz Yaşar
Yorumlar