Finaller, jüriler, ödev teslimleri derken bir sene daha bitti. Bazılarımız tatile çıktı, bazılarımız mezun oldu, bazılarımız yaz okuluna kaldı, bazılarımız stajının bitmesi için gün sayıyor. Birçok okul için ikinci ve üçüncü sınıf yaz dönemi aslında staj dönemidir. Bir sene şantiye, diğer sene ofis stajı okuldan okula değişiklik gösterse de zorunludur. En az bir takvim ayı süren bu stajlar ise genellikle üniversiteden sonraki hayatın ön izlemesi gibidir.
Ofis stajı tasarım başlangıç sürecinin demosu gibidir. Eğer uygun şartlar varsa yeni bir projenin başlangıcına şahit olup müşteri isteklerinin, fiyat düzenlemesinin, tasarım süreci ödemelerinin, revizelerin, yenilemelerin ne kadar önemli olduğunu görebilirsiniz. Tabi bunun için cidden şanslı olmanız gerekir. Sadece bir ay çalışacak stajyeri kimse müşteri ile muhatap etmez. Onun yerine ofisteki teknikerlerin çizimlerini revize edip saatlerce bilgisayar başında oturursunuz. Yaptığınız işi genellikle üzerinizde çalışan tekniker alıp çiziminin bir kenarın iliştirir. Özellikle kalabalık bir tasarım ofisinde çalışıyorsanız ofis sahibini hiç görmeyebilirsiniz ya da toplantılarda büyük ceylan derisi koltukta uzaktan görme şansınız olabilir. Küçük ofisler için bu durum biraz daha samimidir. Daha fazla iş yükünüz olur, daha fazla alanla ilgilenebilirsiniz fakat ofis fark etmeksizin öğrendikleriniz aynı olur. Belki yeni programları, hiç kullanmadığınız ama hayatınızı kurtaracak birkaç komutu, fizibilite raporunu, fiyat teklif talebini öğrenebilirsiniz. Bu durum nerede ve nasıl çalışmak istediğinize göre değişir. İş hayatı da bir nevi böyledir zaten. Büyük projeler için daha kitlesel olan birçok ofis ortak çalışır. Her bir ofis birbiriyle bağlantılı olarak tasarımı ortaya çıkartır ve sadece sorumlu olduğu alanın detaylarını bilmekle yükümlüdür. Daha küçük olan projeler için ise küçük ofisler tercih edilir. Projenin tamamından sorumlu olduğunuz için tüm detaylara hâkim olmak durumundasınızdır.
Şantiye stajı ise tasarımın uygulandığı yerdir. Her şantiyenin kendi içerisinde ayrı bir düzeni vardır. Her alan için çalışan gruplar kendi içerisinde kaba ve ince işçilik diye ayrılabilir. Betonarme, yalıtım, tesisat, elektrik, boya, sıva, zemin kaplama, asma tavan, yangın derken kendi içerisinde ayrı bir dünyadır. Bunları organize eden kişi ise genellikle şantiye şefidir. Kimin ne zaman, nerede, ne yapacağını, kaç günde bitireceğini o bilir. Altında çalışanlar ona rapor vermekle yükümlüdür. Aldığı raporlar doğrultusunda o da projenin sahiplerine/ ortaklarına/ tasarımcılarına/ müşterilerine bilgi verir. Şantiye şefinin altında çalışan ustalar genelde “Yarın biter.” deseler de bu kavram genellikle paralel evrendeki yarın olarak geçer. Kısacası fizik bilginizi hiçbir yerde kullanmasanız da burada kullanmak zorundasınızdır.
Stajyerleri görevlendirdikleri kısım ise tam olarak burasıdır. Şantiye şefinin gezip kontrol etmesi gereken detayları stajyerler kontrol eder. Alırsınız elinize kâğıdı kalemi başlarsınız eksiklikleri not almaya. (Size kâğıt-kalem verme sebepleri genellikle alaylı değil okullu olduğunuzdan kaynaklıdır.) Konuya olan ilginize göre sizi ya o kâğıt kalemle gezmekte bırakır ya da size kademe atlattırıp stajyerlerin başı yapabilir. (Eğer çok fazla stajyer alan bir şantiye ise) Biraz daha ilgilendiğinizi görürse sizi işinin ehli ustalarla tanıştırıp işçiliği bile öğretebilir. Böylece stajınız bittikten sonra “En kötü çimento karar, seramik döşerim. Kolumda altın bilezik olur.” diyebilirsiniz. Şanslıysanız çıkarken de size şantiye şefiniz size kartını uzatır şunu der: “Okul bitince ara!”
Tabi bu kısım şantiye stajının güzel, pohpohlanmaya değer kısmıdır ama ustalar hakkında rapor verme kısmı biraz fazlaca sıkıcı bir iştir. Bu durum ustaların da canını sıkabilir. Sırf rapor verdiğiniz için sizinle samimi olup “Yok canım akşama biter orası sen notlarına yazma.” diyebilirler ya da daha sert bir dille tepki verebilirler. Bu yüzden ustalarla belki de fazla samimi olmamak gerekir. İşinizi bildiklerinden dolayı hem kendi gururlarına yediremezler hem de üstlerinden uyarı almak istemezler. Bu durum bir şantiye için böyle iken başka bir şantiye için farklı olabilir. Bazı şantiyeler nasıldan çok ne zaman sorusunu ön planda tutarlar. Kötü gözükmesi, hatalı montajlar olması birçok kişi için önemli olmayabilir. Önemli olsa da usta bilerek yanlış yapabilir. Böylece o usta düzeltene kadar şantiyede kalıp onu yaparak bir günlük yevmiyesini on günlük yapabilir.
Kısacası stajyerler yaz dönemleri için birçok yarar sağlayabilir fakat kış ayları için bu görevlerin tamamı şantiye şefine düşer. İşlerin doğru yapılıp yapılmadığının kontrolünü sağlamak için şantiye şefleri genellikle en erken sahaya çıkan kişilerdir. Ustalar gelmeden önce sahaya inip her şeyi kontrol ederek ustaların etkisinde kalmadan tüm kontrollerini yapar. Bir de günün sonunda hangi iş bitmiş diye tüm sahayı tekrar gezerek gerçekten doğru bitmiş mi diye kontrol eder ve raporlarının bir üst mertebeye iletir. (Bu genellikle işin nasıl bittiğiyle ilgilenen şantiye şefleri için geçerlidir. Olur da böyle bir şantiye şefi bulursanız asla bırakmamanızı tavsiye ederim. -Stajyer bile olsanız.-)
Aslında bir aylık kısa sürede bunların hepsine tanık olmak fazlasıyla zordur. Çocukluğumu şantiye ve ofiste geçiren biri olarak şunu söyleyebilirim ki şantiye kendi içerisinde çok eğlencelidir. Her gün yeni birkaç milyon sorun çıkar ve çözülür. Ofis biraz daha masa başı işi gibidir, daha çok teknik bilgi gerektirir ve hayal gücü ister. Aklınızdakini çizmeden anlatamaz ve iletişim kuramazsınız. Günlerce belki de aylarca çizebilirsiniz. Her iki alanında yararları kendi içerinde tartışılır fakat unutulmamalıdır ki ofiste kullandığınız o kalifiye kelimelerden hiçbiri şantiyede kullanılmaz. Siz bilip alçıpan dersiniz, usta dönüp renkli karton der. Özellikle uygulamayı da kendi yapan ofisler için sürekli bir iniş çıkış yaratan bu ortam bir noktadan sonra sizi tek alana da yönlendirebilir fakat piyasada tek alanda kalmış kişi çok ünlü değilse tercih edilmez.
Kısacası ne istediğinize karar vermeden önce stajlarınızı göz önünde bulundurmanız mantıklı olabilir ama her şantiye/ofis birbiriyle aynı değildir. Sizi mutlu eden başka birini mutsuz edebilir. Belki de bir ay karar vermek için yeterli olmayabilir.
Comments