Mesleğimizi tanımadığımızı veya anlatamadığımızı düşünüyorum.
Okurken hepimizin çok güzel hayalleri vardı kimimiz ofis tasarlamak istiyor kimimiz modern evler tasarlamak istiyorduk. Ancak mezun olduktan sonra hepimiz aynı sorulara maruz kaldık. Kaç tane program biliyorsun, kaç dakikada bunu yapabilirsin? Kimse size içmimarlık tarzınızı sormuyor, kimse size hakim olduğunuz sanat akımında sormuyor. Sadece kaç dakikada yapabilirsiniz gibi saçma bir soruyla karşılaşıyoruz.
Çünkü içmimarlık mesleğini 3 boyutlu proje yapan insanlara indirgemiş olduk hep birlikte. Bu sebeple 3 boyutlu proje yapan insanlar olarak diplomaya bir ihtiyacımız kalmıyor. Zaten diploması olmadan insanlar bu programları internetten veya kurslardan öğrenebiliyor. O zaman niye okuduk? Sadece program bilmemiz gerekiyorsa niye o kadar şeyi öğrendik? Mutfak çizmek için mi, banyo çizmek için mi? Zaten mahalledeki dekorasyoncular bunu yapıyordu biz niye varız farkımız ne?
İş görüşmesinde doğal olarak portföy görmek istiyorlar ama portföydeki tasarımların render kalitesini beğenmiyorlar. O zaman 3 boyutlu program bilen kişi ilanı verebilirsiniz. Eminim bizimkilerden daha iyi render alırlar. Ama ya tasarım, renkler, detaylar, sanat gereksiz mi o zaman bunlar.
İşe girdiniz diyelim kimse sizinle zeminin detayını konuşmayacak ya da duvarın rengini, tavanın tasarımını. Kullandığınız sanat dilinde konuşmayacaklar. Sadece render kalitesini sorgulayacaklar ya da süresini. Fakat bizim mesleğimiz bu değil bizim üzerine düşünüp tartışıp planlayıp uygulamamız gerekirken bizlere farklı bir muamele yapılıyor. Bunda hepimizin suçu var Türkiye’deki İçmimarlığı yanlış tanıttığımızı düşünüyorum.
Dekorasyoncuları küçümsediğim düşünülsün istemiyorum onlar farklı bir meslek icra ediyorlar.
Ben sadece bir genelleme yaptım tabii ki iyi firmalarda mesleğini tam olarak icra eden meslektaşlarımız var ancak iş alanımız çok dar ve gittikçe daralıyor.
Bahadır Şirin
İçmimar
Comments